Uluslararası Af Örgütü, İstanbul Sözleşmesi’ni Yapay Zekaya Sordu – Nazlı Çomu
Bundan tam 63 yıl önce, 1961 yılında, iki Portekizli öğrencinin özgürlüğü için başlatılan bir kampanya, bugün dünyanın en geniş çaplı insan hakları örgütü olarak karşımızda: Uluslararası Af Örgütü.
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), uluslararası dayanışma, mağdur bireyler için etkili eylem, tüm dünyayı kapsama, insan haklarının evrenselliği ve bölünmezliği, tarafsızlık ve bağımsızlık, demokrasi ve karşılıklı saygı ilkelerine sahip insan hakları savunucularından oluşan küresel bir topluluk. Aynı zamanda, herhangi bir devlet, hükûmet, siyasi ideoloji, ekonomik çıkar veya dinden bağımsızdır.
Yaptığı çalışmalarla 1977 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen UAÖ, insan hakları ihlallerini araştıran ve bu ihlalleri durdurmak için kampanyalar yürüten, tüm dünyada herkesin insan haklarından faydalanabilmesini sağlamak için çalışan küresel bir harekettir.
UAÖ, 150’den fazla ülkede, 10 milyondan fazla insandan oluşan bir örgüt.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye’nin kuruluşu ise 1995 yılında İstanbul’daki Uluslararası Af Örgütü gönüllülerinin başlattığı inisiyatife dayanıyor. Böylece UAÖ Türkiye, küresel insan hakları hareketinin 70 şubesinden biri oluyor.
Örgüt, insan hakları konusundaki uluslararası tartışmalarda yer alıp, hükümetlerle görüşüp; Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği gibi hükümetlerarası örgütlere görüş bildiriyor.
Geçtiğimiz yıl, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili hazırladıkları bir içerik ise oldukça dikkat çekici. İçeriğe göz atmadan önce; İstanbul Sözleşmesi’nin, kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan ilk uluslararası düzenleme niteliği taşıdığını hatırlayalım.
20 Mart 2021 gecesi alınan çekilme kararı ile, sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olma unvanını taşıyan Türkiye, aynı zamanda sözleşmeden çekilen ilk ülke olarak, tarihin sayfalarına kara bir leke gibi kazınmış oldu.
“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi haklı göstermek için LGBTİ+’ların hedef alınmasının tehlikeli bir adım” olduğunu vurgulayarak, kararın alınmasının hemen ardından, kararı iptal etmeye çağıran UAÖ, sözleşme için mücadele eden birçok topluluktan biri oldu.
Daha sonra hazırladıkları içerikte, İstanbul Sözleşmesi’nin önemini ve neden imzalanması gerektiğini yapay zekaya sordular.
Yapay zekaya yöneltilen sorular ve ondan alınan cevaplar ise şöyle:
İstanbul Sözleşmesi nedir?
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve mücadele edilmesi amacıyla Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ve 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açılan uluslararası bir sözleşmedir. İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddeti, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak tanımlamakta ve kadına karşı şiddetin her türlüsünün önlenmesini ve ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Sözleşme, kadına karşı şiddetin insan hakları ihlali olduğunu vurgulayarak, cinsiyet temelli şiddeti ve ayrımcılığı engellemeyi ve kadınların insan haklarına saygı gösterilmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
İstanbul Sözleşmesi, imzacı ülkeler için bağlayıcıdır ve üye devletler, sözleşme hükümlerine uygun olarak politika ve yasalarını düzenlemek, kadına karşı şiddeti önlemek ve mücadele etmek için gerekli tedbirleri almak, mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak için etkili önlemler almaktan sorumludur. Sözleşme, kadınların insan haklarını güvence altına almak ve kadına karşı şiddeti önlemek için etkili bir uluslararası çerçeve sunmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi neden önemlidir?
Sözleşme, kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi için bir çerçeve sunmaktadır. Bu şiddet türleri, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak belirlenmiştir.
Sözleşme, ayrıca kadınların korunmasına yönelik önlemlerin yanı sıra, şiddete maruz kalan kadınlara destek sağlanması ve adaletin sağlanması için de gereklilikleri belirlemektedir.
İstanbul Sözleşmesi, kadınların insan haklarına saygı gösterilmesi ve kadınların her türlü ayrımcılıktan korunması için önemli bir adımdır. Bu sözleşme, kadına karşı şiddetin sadece özel bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle, sözleşme, kadına karşı şiddeti önlemek için bireysel ve toplumsal çözümlerin geliştirilmesini gerektirmektedir.
Sözleşme, kadınların haklarına saygı gösterilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için gereken adımların atılmasını gerektirmektedir. Bu adımlar arasında, kadınların eğitimi, istihdamı ve politik temsilinin arttırılması yer almaktadır. Ayrıca, sözleşme, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılık yasağına da yer vermektedir.
Sözleşme, kadına karşı şiddetle mücadelede uluslararası işbirliği ve dayanışmanın önemini de vurgulamaktadır. Üye devletler, uluslararası düzeyde kadına karşı şiddetle mücadele için işbirliği yapmak ve en iyi uygulamaları paylaşmakla yükümlüdür.
İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanması için üç temel neden yazabilir misin?
Elbette! İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasına yönelik temel nedenler şunlardır:
Kadına karşı şiddetin önlenmesi: İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi amacını taşımaktadır. Kadına yönelik şiddet, bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmektedir ve kadınların güvende olma hakkını vurgulamaktadır. Sözleşme, kadına karşı şiddeti önlemek ve bu konuda etkili önlemler almak için üye devletleri yükümlülük altına sokmaktadır.
Mağdurların korunması: İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin mağdurlarının korunmasını önemsemektedir. Sözleşme, kadınların şiddetin etkilerinden korunmalarını, güvende hissetmelerini ve şiddetin yeniden yaşanmamasını sağlamak için gereken önlemlerin alınmasını vurgulamaktadır. Sözleşme ayrıca, kadınların şiddetle mücadelede erişilebilir ve etkili hukuki, tıbbi, psikolojik ve sosyal destek hizmetlerine erişimini güvence altına almaktadır.
Faillerin cezalandırılması: İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetin faillerinin cezalandırılmasını da hedeflemektedir. Sözleşme, üye devletleri, kadına karşı şiddetin cezasızlıkla mücadele etmeye teşvik etmektedir. Faillerin adalet önüne çıkarılması, caydırıcı bir etki yaratmakta ve kadına karşı şiddetin toplumda kabul edilemez olduğunu vurgulamaktadır.
İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetle mücadelede etkili bir uluslararası çerçeve sunmakta ve kadınların güvende olma hakkını vurgulamaktadır. Sözleşme, kadına karşı şiddeti önlemek, mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak için gereken önlemleri belirleyerek, kadınların insan haklarına saygı gösterilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacını taşımaktadır.
Not: Sorular Uluslararası Af Örgütü tarafından 19.06.2022 tarihinde ChatGPT (Mar 23 Version)’ye Türkçe olarak sorulmuştur. Cevaplar Uluslararası Af Örgütü ve SİYAH e-Dergi tarafından gözden geçirilme sürecinde gerekli görülen yerlerde kısaltılmış ancak cümleler değiştirilmemiştir.
Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili nedir, kimi-kimden-nasıl-nerede korur, şiddete maruz kaldığımızda neler yapabiliriz ve nerelere başvurabiliriz sorularına kısa ve net cevaplar veren, Kadının İnsan Hakları Derneği’nin hazırlamış olduğu broşüre buradaki karekoddan ulaşabilirsiniz! İstanbul Sözleşmesi’nin tam metni ise broşürün sonundaki karekodda! İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ!
Kaynaklar
https://www.amnesty.org.tr/icerik/istanbul-sozlesmesini-onemini-yapay-zekaya-sorduk
https://istanbulsozlesmesi.org
https://kadinininsanhaklari.org/
20 Mart 2021 Cumartesi, 31429 Sayılı Resmi Gazete